22 Ağustos 2012 Çarşamba

BABAM...............

Bugün bayram dönüşü ilk iş günü öyle vasat, öyle durgun öyle bunalgın bi gün her ne demekse bunalgın :)) bende bilmiyorum. Kafam karışık, canım sıkkın ve üzgünüm. Başlık bile bulamadım yazıma o kadar yani. Nerden başlasam diyorum. Babam 1 aydır rahatsızdı biz soğuk algınlığı, bronşit, üşütme, grip gibi derken babam 15 günde 8 kilo verdi cuma günü yapılan biopsi sonucu ise babamın akciğerinde 4 cm. lik bir tümör keşfedildi ne yazık ki. Biz babamla ben genç kızken sürtüşmeli dönemlerimiz oldu babam biraz sinirli bi yapıya sahiti çünkü, çok karşılıklı dertleşme gibi arkadaş olma gibi lükslerimiz olmadı ama ona her ne kadar kızsamda bazen, o benim BABAM.
   Bu illet hastalığı yıllar önce annemin amcasından duymuştuk tabi farklı şekilde hiç bu kadar yakınımızdan geçmemişti bizim yada hiç aklımıza getirmemiştik. Akciğerinde tespit edilen tümör için neler yapılabilir daha tam anlamıyla öğrenemedik ama inanıyorum ki düzelecek. Ben bu durumda hem babama hem anneme hem de oğluma üzülüyorum :((. Babamın rahatsızlığı nedeniyle anneme oğluma bakamayacak ve bu durum ne kadar sürecek annem hastane ev ve bahçe işleri arasında yorulacak biz de hastane ev iş ve çocuk dörtgeninde ne yapacağız kardeşim için de üzgünüm tabiki o biçok şeyden yeteri kadar feragat eden biri üstelik ve şimdi daha çok çaba sarf etmemiz gereken bi dönem. Cuma günü işten ağlayarak çıktım oğlumu kucağıma aldığımda ona sımsıkı sarıldım içimden ''Allahım beni evladıma, evladımı da bana bağışla'' dedim. Babama acil şifalar ver dedim hepimize güç, kuvvet dayanma gücü ver dedim. Çocuğu alıp eve döndüm ve ertesi günü arefe olduğu içinde çalışmadım o gün hasanla beraber evde tembellik yaptık :)) İnsanın canı sıkkın olunca iğneyi bile yerden almak gelmiyo nedense. Bu bizim ilk bayramımızdı oğlumuzla. Bi kaç akraba ziyareti yaptık beraber benim aklım sürekli ben bu çocuğu kime baktırıp kime emanet edebilirim içim öyle sıkkın ki konuşmuyorum ama içimde sürekli münakaşa halindeyim, en yakın arkadaşım kardeşim canan ve sevgili nigar teyze ve artı halam imdadıma yetiştiler sağolsunlar. Beni hiç bir zaman yanlız bırakmayan, iyi günümde ve kötü günümde hep yanımda olan benden desteğini esirgemeyen kardeşim canan. Halam da aynı şekilde oturup dertleşebildiğim beni anlayabilen oğluma sevgisini kendi evlatlarından esirgemeyen mert ve burak da oğlumu en çok seven iki yeğenim de beni bu konuda yanlız bırakmadılar sağolsunlar. Her iki tarafın da sen kafana takma çocuğu bakıcıya vermeyiz demeleri benim o an en duymak istediğim söz benim düze çıkmamı sağladılar. Şimdi babam için üzülüyorum sağ salim şu sonuçları bir alsak ve bu durumu da bi atlatsak bende çok rahatlıyacağım.
Hastalık insanın en yakınında olunca bütün dünyası değişiyo biz hepimiz hastalık yada ölüm duygularını yaşayacağız kimimizin çok yakınından geçecek kimi çok önceden yaşayacak kimi ise sadece ya biraz daha geç yaşayacak yada olağan karşılayacak. Hepimiz bu duyguyu yaşayacak ister istemez. Ama şu var ki böyle zor hastalıklar insan belini büküyo, ayakta durmak moralini yüksek tutmak hayata kaldığın yerden devam etmek bu söylediklerimi yerine getirmek gerçekten bazen insana ağır geliyo. Ama şu da bir gerçekki yaşayanlar için hayata devam etmek zorundasınız çünkü yaşıyosunuz, gerçekleri belli bir çizgiden sonra kabullenmek zorundasınız tekrar o kısırdöngüye dahil olmak zorundasınız heleki birde evladınız varsa en kötü anınızda gözlerinizden yaşlar süzülürken onun bir hareketiyle sizi kahkaha attırabiliyosa siz hayata dönmek zorundasınız başka şansınız yoktur çünkü.

14 Ağustos 2012 Salı

ARZ EDİYORUM 3.KİŞİLER

Sabah sabah çok gergin allak bullak bir gün sabahları öyle gülücük saçan bi şahıs değilim kendi kendimle kavga içerisindeyim, ki şu günlerde 3. bilemedin 4 saatlik uykuyla işe gelip iş kadını ve ev kadını görevlerimi aynı zamanda annelik görevlerimi yerine getirmeye çalışan bir birey olarak yorgun argın hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Adliye'ye yazılmış dilekçe gibi oldu sonunda arz ediyorumu eksik.
Kuzumun keyfi yok öksürüğü 1 aydır geçmedi bunun üstüne alerji ve diş artı birde çocuklarda salgın bir virüs olan vücudunda döküntüler oluşmaya başladı. Ben bir yenisini alışamamışken ard arda 2 ve 3ü yaşıyorum çocuk öksürdükçe benim ciğerlerim çıktı şu bir haftadır göğüs kafesim sıkışıyo stresten. Cumartesi akşamı babanede iftar vardı biz de ordayız tabiki kuzumun keyfi yok akşam üzeri uyuttum 1-2 saat uyudu bir kalktı çocuk yanıyo ateşi var ölçtüm 38 eve indim hemen ve çocuğu ılık duş aldırıp sirke sürdüm ardından ateş düşürücü verdim sonra tekrar duşa soktum ateşini ölçtüm nihayet düştü. Pazar günü de hafif hafif oldu ama yükselmedi hiç pazartesi gününe randevu aldım dr. a götürdüm boğazlarında kızarıklıklar ve bronşit dedi işte o an daaaaaaaannkkk diye bişey başladım kendimi sorgulamaya suçlamaya kan tahlili ve film verdi dr. kan tahlili benim için tam bir işkenceydi çocuğun elinin üstüne taktılar iğneyi iğneden kan fışkırdığını gördükçe benim tansiyonlar yerde iyiki sağlıkçı olmadığıma bir kez daha şükrettim ben kan a dayanamıyorum ki birde evladımın kanı offfffffff çok kötüü.. Neyseki o faslı atlattık anneliğin gayreti kuvveti ile dizlerim titreyerek kalktım çocuğu röntgene götürdüm işimiz kısa sürdü nihayet ve eve döndük kuzumun keyfi yerinde en azından hastalık var ama kuzum hareketliliğinden bişey kaybetmedi. Saat 2 de sonuçlar için tekrar dr. a gittim dr. söylediği kan tahlillerinde herhangi bi sorun yok ciğerlerdede görünen bişey yok sadece dinlemede duyduğumuz var yaniiiiiiiiiii ne demek bronşit yok diyebilirmiyiz dedim hayır dedi biz dinlemede duyduğumuz şeyler daha önemlidir dedi yani bu sadece başlangıçmış. Antibiyotik başladık ağız içinde oluşan yaralar var dedi onlar için jel, öksürük şurubu, balgam sökücü, burun spreyi bir torba ilaç cumartesiye kadar düzelmesi lazım dedi cumartesi tekrar kontrole gideceğiz. Dün kollarında sivilce şeklinde gördüğüm kızarıklıkların arttığını farkettim bi baktım göğüs kısmında da bi kaç tane atmaya başlamış 3-4 tane hastalık ufacık bi anne yavrusuna ağır değilmi.
Çalışan bi kadın ve anne olarak çevremdekileri kırmamaya aileme sevdiklerime zaman ayırmaya çalışıyorum çocuğun hastalanması ve vs. durumlar artı ev ve iş hayatınız bu ikisini aynı hızda idare etmeye çalışarak zaten yükümüz ağır bunların üstüne eklenen 3. kişiler lütfen haddinizi bilin. 2 insan konuşurken son sözün üstüne söz söylemedim benimde sözümün üstüne söz söylenmesinden nefret ediyorum. Kırıcı olmak istemiyorum ama lütfen araya girmeyin. Evet 3.kişiler arz ediyorum. 

8 Ağustos 2012 Çarşamba

İYİKİ VARSIN ANNE....

Sevgili annecik hanım kadın hülya iyiki varsın iyiki annemsin iyiki başımızdasın Allah seni başımızdan eksik etmesin sen benim oğlumun annanesisin ona benden çok bakansın.                         Bu anneanneler olmasa ne yaparız bilmiyorum. İnsan çalışınca evladını emin ellere teslim etmek ister ve bir kadının en sevdiği varlığı yine en sevdiği ve en güvendiğine teslim etmek ister. O küçücük yavruyu nereye bırakabilirsin  ki öyle savunmasız öyle masumlar ki. Ben doğum iznimi tam yapamadan oğlum 40 günlükken anneme bırakmak zorunda kalmıştım tabi yarım gün çalışmıştım ama sonuçta evden çıkıp o annemle başbaşa kalıyo.                                                                            İlk  başlarda çocuğu odada bırakıp çıkabiliyosunuz 5 dk. da olsa tabi bu sadece 5 aylık olduğu zamana kadar her geçen gün işimiz daha da zorlaşıyo şuan emekleyerek bütün evi geziyo evin dış kapısının arkasında oturuyo dışarıya çıkmak istiyo uyuduğu zaman dilimi hariç bişeylerle oyalanması sadece 10 dk. ben bazı çocuklara gerçekten imreniyorum bakıyorum çocuğun önünde bi oyuncak çocuk baya bi süre onunla oyalanabiliyo ses çıkartmıyo bizimkisi 10 dk. (ki bazen o kadar bile sürmüyo) oynuyo sonra sıkılıp ağlamaya bağırmaya başlıyo annem de bu dertten muzdarip işte kadın ev de sadece yemek yapabiliyo onun haricinde sürekli onunla ilgileniyo annemin evinin karşısında çocuk parkı var annem o beşiklerde belki bizi hiç sallamamıştır çünkü bizde babane amca hala vardı aynı apartmanda yaşadığımız için. Annem geçen gün o çocuk parkında bizim hasan paşamızı beşiğe bindirmeye gitmiş :) sevgili annemden gelen yorum ise şu ''30 yıldır gitmediğim bu parka hasan beni getirtti bir defa gelsem iyi 2 kere gittim bugün'' kadın ne yapsın evde çocuk durmayınca ya gezdircen ya oyun oynucan annemde çok genç değilki kadın 52 yaşında ve onunda ayaklarında sorun var dizleri ağrıyo kilo problemi var hasan ı çok uzun süre kucağında taşıyamıyo şimdi ise emekleme faslı kafasını çarpmasın kapının arkasında durmasın diye habire onun peşinden koşturuyo. Çocukla ilgilenmesinin üstüne bir de babamın rahatsızlığı eklenince annemin işi daha da zorlaştı ben bu duruma çok üzülüyorum ama elimden de birşey gelmiyo ne yazıkki kadın akşamları yorgunluktan saat 10 da göz kapakları kapanıyo her sabah 6,30 da kalkıyo gün arası uyuma gibi bi şansı da yok hasan uyuduğu zaman kendi ev işleriyle ilgilenmek zorunda Allah kuvvet sağlık sıhhat versin o olmasa ne yapardım bilmiyorum. Çocuğuma benden daha iyi bakıyo hazır gıda hiç bişey vermedik bugüne kadar bisküvi bile vermedik hep ona özel çorba yemek taze yoğurt hep uğraşıp yaptı öyle besledi oğlumuzu. Hiç şikayet etmedi ben bakamıyorum durmuyo diye hep yapcak çocuk bu dedi annem bu konuda kardeşimden ve benden dolayı eğitimli çünkü bizim ailede öyle uslu bi çocuk hiç olmadı hep yaramaz, sıkıntılı, haşarı çocuklar oldu ve bunların içinde en zoru da benim kardeşimdi annem hiç bir gezmekte rahat oturamazdı hep burnundan gelirdi gittiği yerlerde.  Belki bu yüzden mi bilmiyorum ama annem gezmeğe hiç gitmez.                                                                                    Bizim her akşam yaşadığımız problem akşam yemeği zamanı ben sofraya oturduğum an çocuk deliriyo resmen hiç durmuyo ağlamaya başlıyo akşam annemde yemekteyken mama sandalyesinde başladı ağlamaya tam yemeğe oturduk önüne bişeyler koyduk oyalanması için tabi malesef sonuç alamadım kucağıma aldım önümde de çorba kasesi ve çorba kasesine ayağını soktu sonra da çorba bacaklarımın arasından süzüldü ve ben o sıcaklıkla sofradan kalktım ve bundan sonra akşam yemeklerine nöbetleşe oturup yiyelim dedim eşime çünkü her akşam aynı sorunu yaşıyoruz alışır deyip bekliyoruz ama malesef alışmıyo.                                

6 Ağustos 2012 Pazartesi

ÇOK GÜZEL HAREKETLER BUNLAR

Hergün yeni bi ilk ve yeni bir heyecan yaşıyoruz çok güzel duygularmış anne olunca anladım. Kuzum emeklemiyo yere basmak istemiyo falan derken emekleme başladı koltuk kenarlarında adımlar atmaya başladı. Zaman sanki şimdi daha hızlı akıyo, sanırım sebebi her gün yeni bir ilk yaşamak.
  Kuzucuk emeklemeye başladı her odaya bıraktığımda 20 sn. içinde dış kapının yanında buluyorum ya da ayakkabı kutuları aşağı indirilirken yakalıyorum. Evde her yere örtü sermek zorunda kaldım çorba kaselerine direk elini daldırıp kaçmaya başladı :)  20 gündür ''HAYIR'' ı öğretmeye çalışıyorum
ben hayır dedikçe ayaklarını vurup niye hayır dediğimi sorgular gibi davranması da ayrıca bir ilginç. Kızdığı zamanlarda yere bırakmak istediğim zaman ayaklarını yere basıp kendisini geriye atması, son günlerde futbol maçı izlemesi, her tarafa çorbaların saçılması ve artık öğle aralarında yada sabah  bırakırken onu bırakacağımızı anlayıp ağlamaya başlaması sanırım en kötüsü de bu ben öğle araları onu görmek için dakika sayarken sanırım bir yandan da onu üzüyorum zaten çok mahsun bakışlı bide üstüne ağlamak eklenince o ilk anki kavuşma heyecanı öğle arası işe dönerken ızdıraba dönüşüp göğsünün arasına bir taş ağırlığıyla işe geri geliyorum ben bunları sadece içimde yaşıyorum bunu dışardan bakınca kimse göremez malesef.